top of page

Kemik Tümörü Nereye Gider?

Tümörün Huyunu Bilmek…
 

Sıklıkla başıma gelen bir durumdan bahsedeceğim. İyi ya da kötü huylu olsun, bir tümör haberi verdiğimde, hastalarımın o andan itibaren söylediklerimin yarısını ancak işittiklerini ve anlatılanları farklı yorumlamaya açık bir zihin yapısına büründüklerini bilirim. Bu durum çok normaldir ve sağlıksız bir tepki değildir.
Burada biraz nefes alıp tüm sorulara biraz zaman bırakarak ilerlemek gerekir. Üstelik hastam maalesef küçük yaşta ise bu durum ebeveyn için ileri derecede zordur. Teyit edilmesi için ne gerekiyorsa en hızlı şekilde yapılacağını bilmek önemlidir.

 

Dünya durur!

Kemik tümörü lafı kulağa çok korkutucu gelir. Ancak ‘tümör’ lafı latin dilinde tümsek, şişme, çıkıntı anlamında bir kelimedir. Yani tümör denilince sadece kanser kastedilmez; daha çok olmaması gereken bir çıkıntıyı anlatmak isterken kullanırız. Tümör hem iyi huylu, hem kötü huylu kitlelerin çıkıntı yapmış durumlarını anlatmak için kullanılır. Kemik tümörü var denildiğinde kemikte normal olmayan bir yapı olduğunu anlatmış oluruz ama bu mutlaka kötü olduğu anlamına gelmez.

 

Bu arada biz doktorlar tümör lafından çok kitle lafını daha çok kullanmayı severiz.

 

İlk anda bir şişme veya kitle ile karşılaşınca teyit olana dek tümörün huyu konusunda nötr kalmak önemlidir. Aşırı rahatlık ve aşırı telaş, ikisi de aynı derecede sakıncalıdır. O aşamada bu kötü huylu da olabilir ya da iyi huylu da olabilir laflarının pek yardımı olmayacaktır. Burada doktorlar teyitin en doğru şekilde olmasını isterler ve bunun en sağlam yolu biopsidir.

kemiktumoru_02-1152x1536.jpg

MR ile bir tümörün kötü huylu olup olmadığını ancak % 84 oranında anlayabiliriz, yani bu yüzde yüz değildir. Ancak hekim tecrübesi, klinik bulgular, Röntgen, tomografi, sintigrafi ile bu oranı artırmaya çalışırız.

Çoğu zaman tümörün iyi olduğu tetkiklerden o kadar bellidir ki hızlı şekilde hastamızın rahatlamasını sağlayacak güvenimiz olur.
Çok nadiren tümör kötüdür ve ne kadar kötü olduğunu anlamak için bunun yakın incelemek gerekir.

Kötü tümörlerin yani kanserlerin de alt türleri vardır, kötünün iyisi, kötünün kötüsü vs gibi kabaca söylesek de biz bunu istatistikler ile düşünmeye alışmışızdır.


Yani, Cure (tamamen tümörden kurtulmuş olmak) ,
hastalıksız sağ kalım süresi, hastalıkla sağ kalım süresi, tümörü yok ettikten sonra nüks oranları gibi istatistikler ile tedaviyi belirlememiz gereklidir.

Kemik tümörlerinin huyları türleri kadar fazladır. Oldukça fazla tür kemik tümörü vardır. Bu kitlelerin davranış şekilleri, yapıları, bir çok farklı denenmiş tedaviye alınan cevaplar ve prognoz dediğimiz insana yaşattığı süreç didik didik edilmiş ve oluşan bilgi birikimi ile ileri sınıflamalar yapılmıştır. Sınıflama dışı tümör davranış olasılıkları da not edilmektedir.

Ancak burada huylarını pratik olduğundan 3 kategori altında anlatacağım:

kemiktumoru.jpg

İyi huylu kemik tümörleri (Selim-benign): Bazıları oldukça büyük çıkıntı yapsa da insan yapısına ve yaşamına kasetme ihtimalleri çok düşük olan gruptur. Büyüyebilirler ama yayılmazlar ve tedavi sonrası nüks etme ihtimalleri çok ama çok düşüktür. Birkaç isim saymak gerekirse osteokondrom, osteoma, nonossifiye fibroma, enkondrom, basit kemik kisti bunlardan sık rastlanılan bir kaçıdır.

Lokal agresif ( bulunduğu yerde kötü davranan kitleler): Bu türlerin başka yere sıçrama ihtimalleri çok düşüktür ama bazı türleri için imkansız da değildir. Çıktığı kemiğin şeklini bozarak fonksiyonunu etkiler, ağrı yaparlar. Kemiğin şeklini ciddi şekilde bozabilirler. Tedavi sonrası nüks etme ihtimalleri vardır. Bazı türleri kötü huyluya dönüşebilir.

Kötü huylu kemik tümörleri (Habis- malignant): Bu türler oldukça nadir görülür. Genellikle tek bir tedavi yetmez ve vücuda yayılma, yani metastaz yapma olasılıkları yüksektir.

Kemik tümörü olduğu nasıl anlaşılır:

Baştan söyleyelim; bir tümör fark edildiğinde iyi mi kötü mü olduğunu anlamakla kendiniz uğraşmayın. İnternet, Google, dünyayı başınıza yıkacak kötü haberlerle göze çarpar.

Kötü olaylar daha çok ilgi uyandırdığından daha çok yazılır ve okunur.
Kemik tümörleri çok iyi huylu olsa da bazen ağrı hatta ateş dahi yapabilirler.
Bazen de kötü huylu tümörlerde hiçbir şikayet olmayabilir.

Alarmlar


Vücudun uyarı sistemi önemlidir, bunlar varsa

  • Ele gelen şişlik,

  • Ağrı, (genelde künt olarak tarif edilir)

  • Gece uyandıran ağrı

  • Düşme çarpma sonra hafif de olsa normal süresinden fazla devam eden ağrılar; çarpmalar, düşmeler tümör yapmasa da sessiz tümör olan bir yerde ağrı başlatabilir.

  • Nedensiz ateş

  • Eklem de takılma, şişme

  • Ağrılı bölgede vücudun simetrik diğer taraflarına göre daha fazla miktarda damarlanma görülmesi

Her şişlik kanser ya da kemik tümörü değildir!

  • Enfeksiyonlar,

  • lokal ödemler,

  • kas spazmları,

  • kas yırtıkları,

  • bursitler,

  • iyileşen çatlaklar/kırıklar

  • alerjik reaksiyonlar gibi bir çok neden vücutta sert şişlik yapabilir ve bu bazen kemik tümörü olduğunu sanmanıza yol açabilir

Ne yapmalıyız?

Biraz duralım…
Bir kitle olduğunu öğrendiğimiz anda kötü huylu olup olmadığını o an bilmek çok önemlidir artık. Gece rahat uyumak ve bundan kurtulmak için hemen plan yapmak gerekir. İyi ya da kötü huylu olduğundan bağımsız olarak, bazı insanlar da ciddi bir şey olmadığına dair büyük bir inanç vardır, bazılarında ise tam tersidir.
Olumlu olmak, iyi dinlenmek çok önemlidir ve bir savaş verilecekse buna karşı en iyi halde başlamak gerekir.

Telaş ve aşırı üzüntüler işleri daha zor halletmenize yarar ancak.

İlk muayene sonrasında Röntgen, MR, BT, Sintigrafi gibi görüntüleme tetkikleri ve bazı kan tetkikleri ile gerçekten kötü huylu bir tümör olup olmadığını anlamaya çalışırız. Ancak basit bir yağ bezesi olarak görünse de en önemli tedavi biopsi sonucunu aldıktan sonra kararlaştırılacaktır.

Ne yapmalıyız sorusunun cevabı biopsi sonucundadır. Tümör tedavisinde en önemli karar patololojini kararıdır. Bu olmadan tahminen yapılan işler çok büyük zararlara yol açabilir. Özellikle kötü huylu tümörlerde tek bir doktor ile tedavi yapılmaz. Bütüncül bir disiplinler arası koordinasyon ile elimizde bulunan tüm imkanlar ile kitlenin bilinen denenmiş ve istatistiği yapılmış tedavilerine başlanır. Kas iskelet sistemi onkoloğu, patolog, radyasyon onkolojisi, ekstremite koruyucu ortopedik cerrahi, Plastik ve rekonstrüktif cerrahi gibi bölümler iş bölümü yaparak tedaviye başlarlar.

Biyopsi Çok Önemlidir.

Bio biyolojinin (yaşam) ‘biyo’sundan gelir, opsi de görmek anlamındadır.
Yani biyolojiyi- yaşamı görmek anlamında bir kelimedir.

Biyopsi ya tümörün ufak kısmını , ya da bazen bütününü alarak patolog tarafından laboratuvarda incelenmesi demektir. Bazen tam anlamı ile kitle karakterini anlamak için özel boyamalar yapmak lazım gelir ve zaman alabilir. Kemik dokusundan alınan biyopsilerde kemiğin eritilip hücrelerin görülmesi için 10-15 gün süresine dek uzayabilen bir zamana ihtiyaç olabilir.

Biyopsi de önemli noktalar:


Benim önerim tümör ameliyatını yapacak hekimin kendisi tarafından biyopsi alınmasıdır. Biyopsinin iğnesinin giriş noktası ve iğnenin yolu sonradan cerrahi planını zorlaştırmamalıdır. Tümörün biyopsi yapılacak bölgesi önceden belirlenmelidir. Yeterli miktarda alınmasına çalışılmalıdır. Kemik iskelet sistemi patologları tarafından incelenmelidir. Biyopsi iğnesinin giriş yeri ve alınan dokunun yeterliliği ve alınma bölgesi önemlidir.

Biyopsi türleri:


Kapalı biyopsiler:


İğne biyopsileri- Tru-cut, Jamshidi gibi özel iğneler ile lokal ya da kısa süreli genel anestezi altında yapılan işlemdir. İğne ile cilt kesilmeden minik bir parça alınır ve laboratuvara gönderilir. Ultrasonografi ya da tomografi yardımı ile yapılabilir.
İnce iğne aspirasyon biyopsisi: genellikle yumuşak doku ya da sıvı halde ki kitlelerde aspirasyon yani sıvıyı çekerek elde edilir.

Açık biyopsiler: İğnenin alamayacağı yer ve durumlarda cildi açarak bir parça almak gerekebilir. Genellikle kısa süreli anestezi ile alınır.


Eksizyonel biyopsi: Kitlenin bir seferde tamamının çıkarılarak patolojiye gönderilmesidir.

Frozen Biyopsi: Ameliyathane de patoloğun bizzat bulunup dokuyu incelemesi işlemidir. Kemik tümörlerinde kemik ya da kıkırdak dokunun özelliği nedeni ile inceleme zorluğu yüzünden frozen biyopsi işlemi nadir kullanılır. Bazen zaman kazanmak amacı ile frozen biyopsi yapılır , eğer net inceleme yapılamıyorsa ameliyat sonlandırılıp laboratuvarda incelendikten sonra tedavi edici ameliyat yapılır. Ameliyat sonrası bölgede geride kitle kalıp kalmadığı da kontrol edilebilir.

Biyopsi sonrasında kitlenin durumu belli olduğunda ortopedi uzmanı, medikal onkolog, radyasyon onkoloğu, patolog tedavi için yolu belirlerler.

logo aksu.png

Menu

İletişim

Zuhurat Baba Mahallesi Van Kulu Sokak Uğurlu Konakları B Blok No 6/1 Zemin Kat Oda No 003 Bakırköy / Istanbul

Telefon

0 212 570 78 71
0 532 067 58 68
0 532 151 87 97

Çalışma Saatleri

Pazartesi-Cuma

09:00-18:00

Cumartesi

09:00-13:00

Pazar

Kapalı

Website İçerik Güncelleme Tarihi 30.09.2022

© 2022 Dr. Taner Aksu Tüm hakları saklıdır.

bottom of page