top of page

ÇocuÄŸum diyabet hastası okul takımında oynayabilir mi?

Tip 1 Diyabetli Hastalarda Egzersiz:

Tip 1 hastaları genellikle çocukluk ve ergenlik çağında baÅŸlar. Bu çaÄŸda akran grubundan “farklı” görünmeme çok önemlidir ve oyun ve takım sporlarına katılmak çok önemlidir.

Düzenli fiziksel aktivite, diyet ve insülin, diyabet yönetiminin temel taÅŸlarıdır. Kan ÅŸekeri seviyelerinin, spor veya egzersiz yapan diyabetli insanlar için ayarlanması ciddi bir zorluk oluÅŸturur.

Spor ve egzersize katılımı teÅŸvik etmede okulun rolü çok önemlidir. Okulun ve öÄŸretmenlerin diyabetli çocuÄŸa karşı tutumu, çocuÄŸun spora katılma motivasyonu üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Birçok diyabetli çocuk evde arkadaÅŸlarıyla spor yapar. Okulda beden eÄŸitimi ve spor dersinde çeÅŸitli spor aktivitelerine maruz kalmaya baÅŸlanır. Okul takımı ise genellikle rekabetçi sporun ilk tadının alındığı yer olur. Nadir olsa da okulda diyabetli çocuklarının spordan uzak kalmasının önerildiÄŸi durumlar maalesef bu çocukların kiÅŸisel güvenleri ve geliÅŸimleri üzerinde çok olumsuz etkisi olmaktadır. Åžeker hastalığı konusunda eÄŸitilmiÅŸ spor hocaları arttıkça bu sorunların azalacağına inanıyorum. Aynı ÅŸey spor klüpleri içinde geçerli. Ergenlik dönemine geçiÅŸte ise baÅŸka bir zorluk daha çok belirginleÅŸiyor: bilgisayar oyunları ve sosyal medya etkileri… yani çocuk büyüdükçe spordan da giderek uzaklaşıyor. Diyabetli çocuklarda egzersize hazırlık ve dikkat edilmesi konular konusu olduÄŸu için motivasyonlarını daha çok kaybediyorlar. Bu konuda motivasyon tutturmak çok kolay deÄŸildir. Öncelikle veli ve öÄŸretmenlerin motivasyonlarını kaybetmemeleri gerekir. Ä°lk diyabet tanısı olduÄŸunda egzersiz ve diet ve ilaçlar yardımı ile normal bir hayat sürebilineceÄŸi motivasyonu vardır ve bunu kaybetmeden ilerlemek çok önemlidir. Basketbol oyuncusu Alper Saruhan, futbol oyuncusu Nacho Fernandez, atlet Kate Hall gibi örneklerle motivasyon pekiÅŸtirilmelidir.

Tip 1 diyabetli kiÅŸilerde egzersiz, kan ÅŸeker kontrolünü  kendiliÄŸinden iyi hale getirmez. Karbonhidrat alımı ve insülin dozajını ayarlamak için büyük özen gösterilmedikçe, kontrolün kötüleÅŸmesine neden olabilir.

Burada amaç diyabetik çocuÄŸun veya yetiÅŸkinin kendi seçtiÄŸi spora katılmasına olanak bulmak ve okul sporları sırasında veya bir takımda oynarken herhangi bir ayrımcılık hissetmesinin önüne  geçmektir.

Son çalışmalar, boÅŸ zaman etkinlikleri, rekreasyon sporları ve rekabetçi profesyonel faaliyetler dahil olmak üzere tüm egzersiz seviyelerinin tip 1 diyabet hastaları tarafından yapılabileceÄŸini göstermektedir.

Yalnız burada vücuda çok faydalı olmadığı bilinen maraton, triatlon, kros kayağı gibi yüksek yoÄŸunluklu dayanıklılık egzersizlerinin gerekli olmadığını vurgulamak lazım.

Tip 1 diyabetli hastalarda düzenli, orta yoÄŸunluklu egzersizlerin faydası çoktur.

Tip 1 diyabette egzersizin avantajları, kan ÅŸekeri kontrolünden daha çok kalp damar sistemi koruyucu etkileri ile ilgilidir.

Egzersiz, tip 1 diyabette kan ÅŸekeri kontrolünü iyileÅŸtirmek için bir araç deÄŸildir. DiÄŸer taraftan düzenli egzersiz, aşırı kilolu tip 1 diyabetik kiÅŸide insülin duyarlılığını artırabilir ve bu nedenle kan ÅŸekeri kontrolünü kolaylaÅŸtırabilir.

Fiziksel olarak aktif insülinle tedavi edilen kiÅŸilerde kan ÅŸekeri kontrolü ile ilgili sorunlar, plazma insülin seviyesi ile mevcut plazma glikozu arasındaki dengesizliklerle açıklanabilir.

Hipoglisemi:

Ani kan ÅŸekeri düÅŸmesi ve buna baÄŸlı bayılmalar diabetik çocuklar için yapılan ayrımcılığın temel nedenidir.  Bu durum çocukların  jimnastik veya yaz kamplarından dışlanmalarına yol açar. Diyabetli bazı çocuklar ise kendileri düzenli kan ÅŸekeri kontrollerine ihtiyaç duyulması ve kesin zamanlarda atıştırmalık yeme ihtiyacı nedeniyle veya hipoglisemik bir atak geçiririm korkusuyla geri dururlar. Hipoglisemi egzersiz sırasında görülebildiÄŸi gibi efordan 12-14 saat sonra dahi olabilir. Bu geç geliÅŸen ÅŸeker düÅŸüklüÄŸü, bir yandan  vücudun glikojen depolarını doldurma isteÄŸi ile diÄŸer yandan insüline karşı artan doku duyarlılığının bir arada yaÅŸanması ile olur. Egzersiz yapılan günler arttıkça giderek insülin ihtiyacı da azalır.

Fiziksel efor kalp hızında artış ve terleme yapar ve bir hipoglisemi atağının anlaşılmasını zorlaÅŸtırabilir. Hipoglisemi yaÅŸandığında bunu gidermek de zor olabilir. Aktiviteyi durdurup 40 grama kadar karbonhidrat alınması gerekebilir. Egzersize baÄŸlı hipoglisemi tekrarlamaya meyillidir ve egzersize baÅŸlandıktan sonra ilk yarım saatte karbonhidrat verilmesi gerekebilir. Sık sık kan ÅŸeker ölçümü yapılmalıdır.

Hiperglisemi:

Tip 1 diabetli hastalarda kan ÅŸekeri iki ÅŸekilde yükselir.

  1. Hızlı ve ani yapılan yüklenmeli egzersizler

  2. KiÅŸi insülin eksikliÄŸi içinde ise

EÄŸer idrarda keton varsa ve hiperglisemi görülüyorsa egzersiz kesinlikle egzersiz yapılmamalıdır. Metabolik dengesizlik kısa süreli insülinler ile düzeltildikten ve idrarda hiç keton kalmadıktan sonra egzersiz baÅŸlanmalıdır.

EÄŸer kan ÅŸekeri çok yüksek ve idrarda keton yoksa bu orta derecede insülin eksikliÄŸi nedeniyle olur. Bunun en çok görülen  sebebi de son yemekte fazlaca yenilen karbonhidrattır ama  stres de buna yol açabilir. Böyle bir durumda egzersiz yapılabilinir. Egzersizden önce, sonra ve egzersiz sırasında mutlaka bol sıvı alın. Egzersize baÅŸladıktan 30 dakika sonra kan ÅŸeker seviyesi ölçün ve düÅŸüÅŸ egzersizi bırakmalı ve bir düzeltme insülini uygulamalısınız.

Ağırlık kaldırmak gibi kısa süreli çok yoÄŸun egzersizler de ÅŸeker seviyesini artırır.   Diyabeti kontrol altında olanlarda hiperglisemi riski azdır. Kısa bir zaman aralığında yoÄŸun patlayıcı egzersiz yapıldığında enerji harcaması çok fazla olur ve bu da hipoglisemi yapabilir.

Strateji:

Tip 1 diabette egzersiz için 2 önemli prensip vardır

1.egzersizde ekstradan enerji harcaması olur

2.egzersiz insülin duyarlılığını artırır yani kasların ÅŸekeri kullanması kolaylaşır ve insülin ihtiyacı azalır.

Egzersiz yapmayı planlıyorsanız tip 1 ekstra karbonhidratlar almak gerektiÄŸini  ve insülin dozu ayarlamalarını duymuÅŸsunuzdur ve  hipoglisemi riskinin farkındasınızdı.

Bununla birlikte insülin dozunun da  azaltılması gerekliliÄŸini  hafife almayın. DiÄŸer taraftan da fazladan karbonhidrat almanız gerekir ve bunun da miktarının az olmayacağını bilin.

DoÄŸru düzgün bir egzersiz planlaması yapmak istiyorsanız harcanacak eforun süresini, yoÄŸunluÄŸunu, son yemekten ne kadar zaman sonra baÅŸlayacağını, günün hangi zamanında olacağını,  egzersiz esnasında kan insülin seviyesini hesaba katmalısınız. Yeni bir aktivite yapılacaksa kan ÅŸeker seviyelerinin sık sık kaydedilmesi gerekir.

  • Son yemek ya da insülin dozundan sonra 2-3 saat ara bırakılması gerekir. Bu hipoglisemi olasılığını azaltır. Tabi bu analog deÄŸilde klasik insülin ile yapılıyorsa 4 saat ara vermek daha doÄŸru olur ya da insülin dozunu düÅŸürmek de çözüm olabilir.

  • Ä°nsülin seviyeleri gün boyu deÄŸiÅŸtiÄŸi için egzersizin hangi saatte yapılmasının ne kadar insülin gerektirdiÄŸininde kaydı gerekir.

  • Kullandığınız tür insülinin kanda hangi saatte hangi seviuyelerde kaldığını kaydedip, günlük kan insülin seviyeleri haritası yapın.

Ä°nsulin seviyesinin kanda yüksek kaldığı saatlerde hipoglisemi riskini azaltmak için doz ayarlamaları gerekecektir.

Egzersiz yoÄŸunluÄŸu da çok önemlidir. YoÄŸunluk hem süre ile hem de kalp tepe atımı sayısı ile belirlenebilir. Süreleri kısa ( 20 dakika altı9, orta ( 20-60 dakika9, uzun ( 60 dakikadan fazla) olarak belirleriz.  KiÅŸisel tablolar ile kalp atımını istirahat seviyesinden yüzde 60 dan fazla artmadığı durumlarda örneÄŸin 10 gr ekstra karbonhidrat alımı ile denge bulunduÄŸunu bilmek mümkün olur. Böyle tablolar ne kadar insülin azaltıp ne kadar karbonhidrat artırılması gerektiÄŸini bilmek için çok faydalı olmaktadır.

Ä°nsulin pompa tedavileri de vardır ve bir temel tutturmak açısından avantajları olabilmektedir.

Egzersiz ve insülin enjeksiyonu için öneriler:

  • Ä°nsülini her zamanki yerine enjekte edin.

  • Ä°nsulini kas içine yapmamak için özellikle dikkat edin

  • Egzersiz türüne, süresine ve zamanlamasına baÄŸlı olarak insülin dozunu uyarlamayı (azaltmayı) öÄŸrenin.

  • Özellikle alışık olmayan aktiviteler sırasında kan ÅŸekeri ölçümlerini sık sık yapın.

  • Gereken enerji miktarı, yapılan egzersizin yoÄŸunluÄŸuna, süresine ve türüne baÄŸlıdır.

  • Toplam enerji gereksinimi yaÅŸa, cinsiyete ve vücut ağırlığına göre ayarlanmalıdır

  • Genç sporcular büyüme ve geliÅŸme için ek enerjiye ihtiyaç duyarlar.

  • Vücut ağırlığının azaltılması gerektiÄŸinde, bu makul bir kilo verme programı izlenerek kademeli olarak yapılmalıdır.

  • Karbonhidrat miktarları vücut ağırlığına ve yapılacak aktivitenin seviyesine oranla verilmelidir. Haftada 3-5 saat düzenli aktivite için kilogram başına 4-5 gram fazla alım yapılmalıdır. Yani 60 kg birine 300 g fazla verilmesi planlanabilir. Orta seviye egzersizde kg başına 5-7 gram fazla hesaplanır. Ağır egzersiz yapanlarda bu miktar kg  başına 10-12 gram a kadar çıkar.

  • Protein için ise Diyabetli kiÅŸilerin enerji tüketiminin yüzde 20’sinden fazlasının protein olması önerilmiyor. Kilogram başına 1 gram protein alımı önerilmektedir. Tabi proteinler genellikle yaÄŸ ile karışık olduÄŸu için hesapları dikkatli yapmak gerekir. Protein tozları vs ise gerekli olmamaktadır.

  • YaÄŸ  miktarı ise yemeklerin yüzde 35 inden az olması öneriliyor.

Sıvı alımı:

Hareketsiz kiÅŸilerin günlük sıvı ihtiyacı 2-3 litredir.

Egzersizle olan ter kayıpları sıvı alarak muhakkak karşılanmalıdır. Spordan önce susuz hissetmemek sıvı alımınızın yeterli olduÄŸunu hiç göstermez.  Kaybolan sıvıyı, solunum, ter ve idrarı da hesaba katarak egzersiz sırasında kaybedilen gerçek sıvının 1,2-1,5 katı olarak düÅŸünebilirsiniz.

Egzersizden önce ve sonra tartmak mümkün olmadığında, sıvı kaybının baÅŸka bir iyi göstergesi üretilen idrarın hacmini ve rengini görmektir. Soluk ve bol idrar genellikle sporcunun yeterli sıvı aldığını gösterir; koyu ve seyrek idrar daha fazla sıvı gerektiÄŸinin bir göstergesidir. Su eksikliÄŸi vücut ısısında artış, baÅŸ dönmesi, mide bulantısı, yorgunluk veya sıcak çarpmasında artışa neden olabilir ve hipoglisemi semptomları ile karıştırılmamalıdır.

  • Egzersizden 2 saat önce yaklaşık 400-600 ml su içmek yeterli hidrasyonu saÄŸlar.

  • Su, izotonik sıvılar, hatta bazen kan ÅŸeker seviyesi ayarlaması için karbonhidratlı sıvılar alınabilir.

  • Egzersiz esnasında yeterli sıvı alındığından emin olmak lazım. Az fakat sık sık içmek mide ÅŸiÅŸmesini engeller.

  • 1 saatten fazla sürecek egzersizlerde 15-20 dakikada bir 150-200 ml sıvı almak gerekir. Sporcu içeceklerinde bulunan 6-8 gr karbonhidrat hem kan ÅŸeker seviyesi temini hem de hidrasyon için faydalı olabilir.

  • 2 saatten fazla süren egzersizlerde sıvıların sodium tuz ihtiva etmesi gerekir.

  • Çok fazla su tüketmek ise kilo alımına neden olduÄŸu için önerilmemektedir.

  • Egzersizin sonlarına doÄŸru kilogram başına 1.5 mg kafein almanın performansı artırdığı gösterilmiÅŸtir.

  • Egzersiz esnasında aminoasit veya gliserol destek almanın hiçbir faydası yoktur.

  • Egzersiz sonrası ise kaybedildiÄŸinden daha fazla sıvı alımı yapılmalıdır.

Sporcu Ä°çecekleri:

Bunlar sporcuya hem sıvı hem de karbonhidrat vermek için üretilen ürünlerdir. Sporcularında tat verilmiÅŸ sıvıları daha çok tükettiÄŸi görülmüÅŸtür. Egzersiz öncesi, esnası ve sonrasına göre farklı türleri vardır.

Formulasyonları 3 türlü olmaktadır:

Hipotonik

Ä°sotonik

Hipertonik

Sporcu içecekleri

bottom of page